Hayatınıza giren kişi eğer negatif düşünce, duygu ve durumlardan besleniyorsa dikkatli olmanızı tavsiye ederim. Bu ihtiyaçlarını karşılayamaz hale geldiklerinde ilişkide soruların başlaması normaldir.
İlişkinin ilk zamanlarında heyecan ve kaybetme korkusu yüksek olduğu için , negatiflikten beslenme gündeme gelmeyebilir, öncelik karşı tarafı kazanmak ve ilişkinin sağlama alındığından emin olma duygusu tatmin noktasındadır. Bu çaba ile birlikte bir de yeni bir kişinin varlığı, bilinmeyene yolculuk, beklentiler ve elde edilenler gibi konuların yarattığı heyecan ağır basmaktadır.
Görmezden gelme süreci olarak adlandırdığım zaman zarfında kişi tamamen kaybetme korkusu ve heyecana yenik düşer ve ilişki odaklı bir süreç (x ay kadar) yaşar, ta ki kırılma eşiği dediğimiz emin olma sürecinin başlangıcına kadar.
Kırılma sürecine geçilmesi ile birlikte, kaybetme korkusu yerini artık benim duygusuna bırakırken, heyecanda azalma ve normal düşünce yapısına geçiş ile birlikte negatiflikten beslenme ihtiyacında artış başlar. Gerçekleri görme süreci başlamıştır.
Kişi bu aşama da , negatiflikler olacak mı ? Ve beslenebilecek mi ? Sorularının cevaplarını aramaya ve bunu yaşayabilmek adına, sorunlar yaratmaya başlar. Karşı tarafın yaklaşımını görmek ister.
Karşısındaki kişi negatif yaklaşımlar sergileyerek gerginlik ortamını yaratılmasına katkıda bulup beslenmesine yardım ediyor mu ? Yoksa anlayışlı bir yaklaşım modeli ile ortamı yumuşatmayı mı seçiyor görmek ister. Bu şekilde net bir ayrım yaratmak mümkün olmamakla birlikte kişi genel olarak yaşanan durumu gözlemler ve hangi aşamada kalındığını belirler.
Eğer yaklaşım iki tarafın da gerginliği beslemesi ve bunu yaşatma konusunda istekli olması ile sonuçlanırsa taraflardan biri bu durumdan vazgeçene kadar ilişki bir şekilde sürmeye devam eder. Küslükler, kavgalar, bir ayrılıp bir barışmalar, bulundukları ortamın enerjisini negatife çekerek herkesi içeri alma çabaları defalarca tekrarlanarak devam eder. Her seferinde hem birbirlerinden hem de çevrelerinden özürler dilenir, pişmanlıklar dile getirilir bununla birlikte her seferinde süreç gergin ortama geçiş ile sonlanır. Zamanla çift etraflarındaki kişileri kaybetmeye istenmeyen insanlar olmaya başlarlar ve her aldıkları tepki ile birbirlerine daha çok yaklaşıp , yansıtma mekanizmasını uygulayıp etrafı suçlayarak mutluluk arayışlarını sürdürürler.
Eğer karşı taraf ılımlı ve anlayışlı olmayı seçen bir kişilik yapısına sahip ise, kişi beslenemeyeceğini anlar ve zamanla ilişki vazgeçme sürecine girer ve Y-ay ‘a ulaşıldığında çok basit bir sebep öne sürülerek ilişki kişi tarafından sonlandırılır.
Karşı taraf yaşanan bu süreci fark etmekte zorlanacağı için ortada hiçbir sebep yokken biten ilişki karşısında kendini suçlamayı seçebilir. Bu şekilde yaşayacağı ilişkiler birden fazla olur ise ilişkilerini yürütemediği için kendini suçlama noktasına gelebilir.
Kendinizi suçlamadan önce yaşananları iyi analiz etmenizi tavsiye ederim.
Hüseyin Merviş