Pozitif Düşünce ve Beyin Gücü

Pozitif Düşünce ve Beyin Gücü

Günümüz dünyasında birçok insanın ortak sorunu kötü olayları üstüne çektiğinden şikâyet etmesidir. Bunun altında yatan birçok sebep olmakla birlikte ilk dikkat etmemiz gereken ağzımızdan çıkan kelimelerin olumlu mu olumsuz mu olduğudur.

Beynimiz 3 bölümden oluşmaktadır,
1. Bilinçaltı
2. Bilinç düzeyi
3. Bilinç üstü

Bilinçli düzeyde yani konuşurken ağzımızdan çıkar her bir kelime bilinçaltımız tarafından emir olarak kabul edilir ve gerçekleştirilmeye çalışılır. Durum böyle olunca kullandığımız kelimeler, dil kalıpları büyük önem arz etmeye başlar. Unutmayın bu günü geçmişteki düşünceleriniz oluşturdu, bu günkü düşüncelerinizde geleceğinizi oluşturuyor.

Bilinçaltımız bizi korumak amacı ile kötü olayları her zaman bilinç düzeyine yakın noktalarda saklar, burada ki amaç aynı acının veya kötü deneyimin tekrarlanmasının ve kişiye zarar vermesinin önlenmesidir.

Yaşadığımız kötü tecrübeleri hafızamızdan silme şansımız yoktur, bu konuda iki yola sahibiz, birincisi bu olaylardan ders çıkartmak ve aynı durumu tekrar yaşamamak, ikincisi de olaya verdiğimiz negatif duyguyu pozitif çevirmektir.

Yaşadığımız her negatif deneyim içerisinde bizi rahatsız eden duygular çözümlenmediği sürece masanın üzerinde duran açık kitaplar gibidir, yani okunmaya başlanmış bir sebeple bırakılmış ve okunması gereken kitaplar gibi, biz bu duygu yoğunluğunu bilinçaltımızda pozitif bir hale getirmeden de bu kitap hiçbir zaman kapanmayacak ve okunmak için bekleyecektir. Bilinçaltınız bu duygu değişimini yani içinizde yaşadığınız negatif duyguları yansıtmanız gereken yere yansıtmadığınız süre kitabı kontrol edecek ve bir çözüm bulamıyorsa en altlarda pozitif hatıraların altına gizleyecektir. Siz bu süreçte bu olayın etkisini yaşamasanız da bilinçaltınız bununla savaşamaya devam edecektir. Bir süre sonra günler, aylar bekli de yıllar sonra buna benzer bir olayı yaşadığınızda veya şahit olduğunuzda bu tetikleme ile yıllardır gizlenen bu hatıralar gün yüzüne çıkacak ve size o yaşandığı ilk günkü duygu yoğunluğunu yaşatacaktır. Bilinçaltınızın geçmiş gelecek kavramları yoktur şimdiki zaman göre yaşar, olayın geçmişte olması ile ilgilenmez sizi o ana götürür ve aynı duygu yoğunluğunu size yaşatır. Bu durumda affetme meditasyonu çalışmaları sizin için önemli bir çözüm noktasıdır. Olay hakkında içinizde kalan duyguların boşalmasına ve rahatlamanıza yardım eder. Böylelikle sizde kitabı kapatıp raftaki yerine koyabilirsiniz. Bilinçaltınızda ki hiçbir hatırayı silemezsiniz ancak ona verdiğiniz duyguyu değiştirerek sizi rahatsız etmesini önleyebilirsiniz.

Genel anlamda baktığınızda siz izin vermedikçe hiç kimse sizi duygusal yönden negatif veya pozitif etkileyemez, etkilenme veya etkilenmeme tamamen sizin seçiminize bağlıdır. Bu pencereden baktığımızda düşüncelerin gücü karşımıza çok daha anlamlı şekilde çıkmaktadır. Bilinçli zihninizde söylediğiniz her şey ve düşünce bilinçaltı tarafından gerçekleştirilecek bir emir kabul edildiğine göre, değişmesi gereken düşünce yapılarıdır.

Düşünceler duyguları, duygularda davranışları oluşturur. Hep aynı şekilde düşünürseniz aynı davranışları sergileyeceğiniz için bir süre sonra bu davranışlar sizin bir parçanız yani karakteriniz olmaya başlarlar, bunun sonucu olarak da bu davranışa uygun düşünce şeklini kabul eder ve böyle düşünmeye başlarsınız. Yani kendi içinde bir döngüde dönüp durursunuz. Bu döngünün dışına çıkabilmenin tek kuralı düşünce yapınızı değiştirmenizdir.

Yani değişimi seçmektir. Birçok insan içinde bulunduğu durumdan şikâyet ederken durumu değiştirmek için hiçbir şey yapmamayı seçmektedir. Değişim sancılı bir dönemdir, alışkanlık kalıplarının dışına çıkılması, kendinizle ilgili negatif ve pozitif yönlerin kabul edilmesi, kendinizi tanımanız gereken bir süreçtir. Bu sürecin başlangıç noktası da kendimizle ilgili pozitif düşünmeye başlamak, olumlu dil kalıpları kullanmak, şimdiki zaman kalıpları ile konuşmaya başlamak, yani şimdiyi ve geleceği şimdiden yapılandırmaktır. Zor gibi görünse de kolay bir süreçtir yeter ki pozitif düşünmeyi ve olumlu dil kalıplarını kullanmayı alışkanlık haline getirelim.

Olmak istediğimizle ilgili cümlelerimizi oluşturalım, bu olumlamaları her gün belli saatlerde tekrarlayalım, bunu min. 21 gün yapalım, kullandığımız kelimelere dikkat edelim ve doğru yönü seçelim böylelikle hedefinize ulaşma yolunda en önemli adımı atmış yani bilinçaltınızı bu yolda programlamış ve yönlendirmiş olursunuz. Olumlama cümlelerinin en iyi tekrarlanacağı zamanlar gece çok uykunuzun geldiği dakikalarla sabah uykudan ilk uyandığınız dakikalardır. Bu süre zarfında teta seviyesinde bir beyin frekansına sahip olduğunuzdan öğrenmeye açık bir ortam yaratırsınız. Bir diğer avantajı da uyku durumuna yakın olduğunuz için bilinç düzeyiniz susmuş bilinçaltınız tamamen açık hale gelmiştir.

Deneyimlerimiz ve yaşadıklarımızın bize öğrettikleri bazen iyi bazen kötüdür. Önemli olan bu ayırımların yapılarak bizim için kötü olanlarının üzerinde çalışmak ve öğrenme şeklimizi değiştirmektir. Bir insanın kişiliği 0-6 ve 6-12 yaş aralığında oturmaktadır. Bu süreçten sonra çok az değişim yaşanabilmektedir. İleri ki yaşlarda yaşadığımız, korkular, fobiler bu yaşlardaki travmaların birer sonucu olarak karşımıza çıkmaktadır. Korku ve fobiler algılarla ilgilidir. Çocukluk döneminde yaşadığımız bir travmaya verdiğimiz duygusal anlam o konuda negatif algı yaratmamıza sebep olur, böylelikle bu durum bizde sınırlayıcı bir düşünce yapısı oluşturduğundan dolayı biz bunu korku ya da fobi olarak adlandırırız. Çocukluk dönemi travmalarının bize birer hediyesi olan bu olaylardan kurtulmak mümkündür. Bir insan nasıl korkmayı öğrendiyse aynı şekilde aynı olay için korkmamayı da öğrenebilmektedir. Burada yapılacak çalışmalarla algının değiştirilmesi gerçekleşmektedir.

Pozitif yönde değişen algılarımız pozitif değişimin başlangıcı olarak bizleri daha iyiye götürecek yolu açacaktır.

Düşünce – duygu ve davranış yönetimi bizler için büyük önem arz etmektedir. Evrende her şeyin enerji olduğunu kabul ettiğimizde, oluşturduğumuz bir düşüncenin bütün evreni dolaşıp yine bize geldiğinizde kabul etmiş oluruz. Bu yoldan hareketle düşünce yapımız ne ise ya da kullandığımız kelimeler ne ise benzerini kendimize çekeceğimiz gerçeğini görmek kaçınılmazdır. Evrenin yasası Çekim Yasası’dır. Hayatımıza beğenmediğimiz birileri devamlı geliyorsa, istemediğimiz olayları devamı yaşamak zorunda kalıyorsak kısacası kendimizi negatiflik mıknatısı olarak adlandırıyorsak, burada incelememiz gereken çevremiz değildir, kendimize dönerek düşünce yapımızı ve dil kalıplarımızı incelememiz gerekir. Biz ne düşünüyoruz, hangi kelimeleri kullanıyoruz, yaşama ve çevremize nasıl yaklaşıyoruz asıl önemli olan budur, bunların hangilerinin değişmesi gerekiyor bunun farkında olduğumuzda pozitif değişim başlayacaktır. Yani özetle nasıl bir hayatı nasıl insanlarla yaşamak istiyorsanız o yönde kendinizi değiştirmeniz gerekmektedir.

Tabii ki bu değişim sadece düşünmekle olmamaktadır. Pozitif düşünceyi seçmek ve doğru dil kalıplarını kullanmanın size getireceği en önemli avantaj şudur;

Artık istediklerini elde etmek yolunda algılarınız açılacak, fırsatları ve avantajları görmeye başlayacak ve hedef yolunda kendi çözümlerinizi üretecek güçlü yapıya sahip olmaya başlayacaksınız.

Bunları başarmak için öncelikle size kötü duyguları yaşatan kişileri affetmeli ve yolunuza devam etmelisiniz. Burada ki affetmenin asılamacı bu negatif duygulardan kendinizi özgürleştirmek ve bu konuda algınızı değiştirerek artık sizi rahatsız etmesini engellemenizdir.

Özetle baktığımızda; problemde çözümde kendi içinizdedir. Kimse size bu konuda akıl veremez çünkü kimse sizin kendi hayatınız ile ilgili sahip olduğunuz tecrübe, bilgi ve deneyime sahip değildir. Yani her insan kendi içinde çok özeldir. Burada yapılması gereken kişisel farkındalığınızı arttırmak böylelikle de potansiyelini ortaya çıkartarak kendi çözümüzü üretmenizdir.

Yaşadığınız her olayda çözüm kendi içinizdedir, bunu keşfettiğiniz ve pozitif düşünmeyi seçtiğiniz güzel günler dilerim.

Bu konuda sorularınız olması halinde sizlere destek olmaktan memnuniyet duyacağım.

Saygılarımla
Hüseyin MERVİŞ

Yorum bırakın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir